18 Ekim 2010 Pazartesi

Otel Sahibinin Karısı

Temel seyahate çıkar. Uzun süre evinden ayrı, o kent senin, bu kent benim gezer... Bir akşam küçük bir otele gelir, odasına yerleşir ve resepsiyonun numarasını çevirir. Karşı taraftaki telefonu otelin sahibi açar. Temel gayet rahat bakkaldan ekmek ister gibi:

- Bana bir fahişe bulup gönderin! der ve telefonu kapatır.

Otelin sahibi çok şaşırır. Yanında duran karısına döner:
- Demin gelen müşteri kadın istiyor...

Otel sahibinin karısı öfkeden deliye döner:
- Terbiyesiz! Densiz adam! Ne zannediyor bizim oteli! Hemen git o müşteriye ağzının payını ver!

Otel sahibinin, müşteriye ağzının payını verme fikri pek sıcak gelmez:
- Adama ne söyleyeceğim karıcım, bir terbiyesizlik eder, başım derde girer...

Kadın eşinin bu yanıtına daha da sinirlenir:
- Sen gitmezsen, ben gider söylerim!

Ve hışımla merdivenlere yönelip Temel'in ağzının payını vermeye odasına giderken, kocası aşağıda beklemeyi yeğler.. Yukarda patırtı, gürültü derken onbeş, yirmi dakika sonra Temel üstü başı yırtık aşağıya iner. Soluğu otelin sahibinin yanında alır ve ona güzelce çemkirir:

- Ula ne biçim kadin göndermişsin! İstemiyorum diye tutturdu, becerene kadar anam ağladı!
.

16 Ekim 2010 Cumartesi

Şehmus

Çocuk okula gelir her tarafı yara bere içinde, hoca sorar;
- Oğlum ne oldu sana?
- Babam dövdü.
- Niye oğlum?
- Valla bilmiyom hocam. Akşam evde yatıyoduk, biraz sonra babamın sesini duydum. Ali uyudun mu? Ali'den ses yok. Veli uyudun mu? Veli'den de ses yok. Mehmet uyudun mu? Mehmet'ten de ses yok. Şehmus uyudun mu? Ben de yok baba uyumadım dedim o da geldi beni dövdü.

Bunun üzerine hoca;
 -Bak Şehmus, bu gibi durumlarda uyumasan da ses etmemek lazımdır.

Şehmus kafa sallar eve gider, ertesi gün Şehmus daha fena dövülmüş olarak gelir. Bunu gören hoca merakla gider yanına;
- Şehmus ne oldu kim yapti?
- Babam yaptı.
- Niye Şehmus ne oldu? Şehmus anlatır:
- Hocam akşam evde yatıyoduk. Biraz sonra yine babamın sesini duydum. Ali uyudun mu? Ali' den ses yok. Veli uyudun mu? Veli'den de ses çıkmıyor. Mehmet uyudun mu? Mehmet'den de ses yok. Şehmus uyudun mu? Ben de uyumadım ama hiç ses etmedim.

Bunun üzerine annem ile babam kıpraşmaya başladılar. Anlamadım ne oluyo... Biraz sonra annem dedi ki, 'İhsan ben geliyom', babam da 'Haticem ben de geliyom' dedi. Ben de nereye gidiyonuz, ben de geliyom dedim... Babam da beni dövdü.
.

Karikatür / #18

15 Ekim 2010 Cuma

Temel'in Askerlik Anısı

Temel yanına torununu almış ve askerlik anılarını anlatmaya başlamış:


- Ben askerlik yaparken savaş çıktı ve bizi savaşa gönderdiler. Nasıl savaşıyoruz, nasıl savaşıyoruz aslanlar gibi... Düşmanları bir bir öldürüyoruz. Derken bir gün pusuya düştük, bizi esir aldılar.

Günler sonra düşman ordularının komutanı yanımıza geldi:
- İki seçeneğiniz var. Ya hepinizi öldürürüz ya da hepinize tecavüz ederiz.

Temel'in torunu merakla sorar:


- Peki ne oldu dede?

Temel yaptığı yanlışlığın farkına varmıştır:
- Sonra hepimizi öldürdüler.
.

Karikatür / #17

14 Ekim 2010 Perşembe

Padişah

Padişah birgün bir ferman yayınlayarak o haftaki cuma namazında orada yaşayan herkesin bulunmasını zorunlu kılmış. Dört bir yana haber salınmış ve cuma vakti gelmiş. Bizim Temel dışında bütün ahali cumaya katılmış. Ertesi gün Padişah Sadrazamı yanına çağırıp sormuş:

- Dünkü cumaya ahaliden katılmayan var mı ?
- Evet efendim, bir kişi katılmadı. Temel diye bir adam.
- Tez getirin o deyyusu karşıma!

Temel'i bulup yaka paça padişahın huzuruna çıkarmışlar. Padişah, Temel ve Sadrazam yalnız kaldığında Padişah sormuş;

- Söyle bakalım neden gelmedin dünkü cuma namazına ?
- Çok önemli bir işim vardı Padişahım.
- Hım demek önemli bir işin vardı. Öyleyse sana ölmeden önce üç dilek hakkı tanıyorum. Söyle bakalım ilk dileğini.
- Yok Padişahım bence siz beni direk öldürün.
- Çabuk dile lan deyyus, adamı çileden çıkartma!
- Peki. Ee şey Padişahım... Ben Sadrazamın karısına hastayım, ölmeden önce onunla yatmayı çok isterim.

Tabi bunu duyan Sadrazam şiddetle karşı çıkmasına rağmen, Padişahın "Boşver, takma kafana... Nasıl olsa ölecek." sözünden sonra razı olmuş. Ardından sıra ikinci dileğe gelmiş;

- Ee şey Padişahım, ben sizin karınıza da hastayım, ölmeden önce onunla da...
- Ne diyorsun sen bre deyyus!

Tabii bu kez de Sadrazam telkinde bulunmuş, Padişahı ikna etmiş. Temel Padişahın karısıyla da yattıktan sonra sıra gelmiş üçüncü dileğe;

- Şu üçüncü dileğini söyle de bitirelim artık şu işi.
- Yok Padişahım söylemeyeyim... İlk ikisini söyledim ama bunu nasıl söylerim bilmiyorum.

İlk ikisinden daha kötü ne olabilir ki diye düşünen Padişah kızarak;

- Söyle, yoksa işkence yaptırırım yine söyletirim.
- Peki efendim... Ben Sadrazam ile size de hastayım.

Kısa bir sessizliğin ardından, Sadrazam :
- Padişahım, ben sanki Temel'i namazda gördüm gibi hatırlıyorum.

Padisah :
- Nasıl hatırlamazsın lan eşşoğlu eşek yanımda oturuyordu.!
.

Karikatür / #16

13 Ekim 2010 Çarşamba

Yavru Tavşan

Yavru tavşan, yuvasından ilk kez çıkar ve çevreyi tanımak için ormanda dolaşmaya başlar. Karşılaştığı ilk hayvana kendini tanıtır:
- Merhaba kardeş!  Ben tavşan, sen kimsin?

Karşısındaki hayvan:
- Bende katır.

Tavşanın kafası karışır:
- Nasıl yani?

Katır:
- Benim annem at, babam da eşek. Onlar birlikte olmuşlar sonra da ben doğmuşum.

Şaşıran Tavşan yolunu sürdürür. Karşılaştığı başka bir hayvana da:
- Merhaba kardeş!  Ben tavşan, sen kimsin?

Hayvan:
- Ben mi? Ben kurtköpeği.

Tavşan yine şaşırır:
- Nasıl yani?

Kurtköpeği:
- Benim annem köpek, babamda kurt onlar birlikte olmuşlar sonra da ben doğmuşum.

Hepten şaşkına dönen tavşan yolunu sürdürürken, karşılaştığı başka bir hayvana
kendini tanıtınca hayvan:

- Ben mi? Ben Devekuşu.



Bir an iyice afallayan Tavşan sonra gülüp geçer. Biraz daha yol aldıktan sonra; kulağına konan hayvana:


- Ben tavşan! Sen de kimsin?

Hayvan:


- Ben atsineğiyim! 
İyice deliren tavşan:


- Hadi lan oradan!
.

Karikatür / #15

12 Ekim 2010 Salı

Türk Cehennemi

Dört arkadaş aynı araçla yolculuk ederken trafik kazasında ölür.
 Azrail:

 - Türk cehennemine mi? Yoksa Avrupa cehennemine mi gitmek istersiniz?

Şaşıran dört kafadardan biri:
- Fark nedir?

Azrail:
- Avrupa cehenneminde her gün bir kepçe, Türk cehenneminde her gün bir kova bok yersiniz!!

Üç tanesi:
- Biz Türk doğduk, Türk ölürüz!

Bir tanesi ise uyanıktır, Avrupa cehennemini seçer.. Aradan epey zaman geçer. Avrupa cehennemindeki adam artık kepçe kepçe yemekten bıkmıştır, arkadaşlarının durumunu merak eder, hallerini görmek için ziyaretlerine gider. Oysa onlar halay çekerek, sen şakrak gülerek karşılarlar onu. Dayanamaz sorar:

- Ben bir kepçesini hazmedemezken siz her gün bir kova bok yiyip nasıl bu kadar neşeli olursunuz?

- Oğlum, oğlum! Burası Türk cehennemi, bir gün bok olur kova olmaz, bir gün kova olur bok olmaz, bir gün görevli işe gelmez, gelen her boka karışır, anlayacağın 3 aydır bir bok yediğimiz yok!..
.

9 Ekim 2010 Cumartesi

Viagra

Yaşlı adam köşe başındaki eczaneye girer;

— Evladım, bana şuradan viagra versene!


— Vereyim beyamca! Kaç tane istiyorsun?

— Birkaç tane ver işte. Ama benim gücüm yetmez, şunları dört parçaya bölüp de ver.

Eczacı itiraz eder:
— Ama amcacığım, o zaman işe yaramaz ki. Hele de bu yaşta...

Yaşlı adam:
— Evladım, seksen yaşına geldim. Derdim seks meks değil, ayakkabımın üstüne işetmeyecek kadar kaldırsın yeter...
.

Karikatür / #13

2 Yahudi

2. Dünya Savaşında 2 Yahudi Almanlara esir düşmüştür. Bunlardan biri diğerine kendilerine ne yapacaklarını sorar. O da başlar anlatmaya;

- 2 ihtimal var ya bizi öldürürler ya da esir kampına yollarlar. Öldürürseler sorun yok kampa gidersek 2 ihtimal var. Ya kurşuna diziliriz ya da gaz odasında öldürülürüz. Kurşuna dizilirsek sorun yok, gaz odasına gidersek 2 ihtimal var; bizden ya sabun yaparlar yada kağıt.

Biraz duraksadıktan sonra;

- Sabun yaparlarsa sorun yok kağıt yaparsalar 2 ihtimal var; ya gazete kağıdı oluruz yada tuvalet kağıdı. Gazete kağıdı olursak sorun yok tuvalet kağıdı olursak işte o zaman boku yedik.
.

8 Ekim 2010 Cuma

Karikatür / #12

Maymun

Adamın biri evcil maymunu ile bir bara gitmiş. Bir içki ısmarlamış, o sırada da maymunu ortalıkta dolaşıp eline ne geçirirse ağzına atıyormuş .Son olarak bilardo masasındaki topu mideye indirince barmen bağırmaya başlamış.

- '' Yav n'apıyo bu hayvan bilardo topumu yedi.''

Adam :

- '' Ya o yer, parası neyse veririm.'' demiş. Parayı verip çıkmışlar. Aradan bir hafta geçtikten sonra maymunlu eleman yine gelmiş. Yine bir içki ısmarlamış. Bu arada maymun da barda duran eriklere elini uzatmış. Barmen de bir yandan seyrediyormuş. Maymun önce eriği poposuna sokmuş sonra da çıkarıp ağzına atmış. Bunu gören barmen adama dönüp:

-'' Bu ne yaptı şimdi'' deyince,

Adam da;

-- '' Senin şu bilardo topu olayından sonra herşeyi ölçüp de yiyor.''
.

7 Ekim 2010 Perşembe

Karikatür / #11

Golf Klübü

Bir golf klübünün soyunma odasında bir sürü adam giyiniyormuş. Ortada
duran bir cep telefonu çalmış, Yakınındaki bir adam hands-free konuşma
düğmesine basmış ve giyinirken konuşmaya başlamış:

ADAM: Alo

KADIN: Merhaba şekerim, kulüpte misin?

ADAM: Evet.

KADIN: Ay ben burada süper bir deri ceket gördüm. 1000
dolarcık. Alabilir miyim?

ADAM: Olur, madem çok sevdin, al tabii.

KADIN: Aslında buradan önce de galeriye uğradım. 2008
modelleri gelmiş, tam istediğim renkte birini buldum.

ADAM: Ne kadar?

KADIN: 60 bin dolarcık.

ADAM: O parayı vereceksem bütün aksesuarlarını isterim
ama...

KADIN: Yaşasınnn! Bi şey daha var: Gecen sene beğendiğimiz
ev yine satılık, 450 bin dolar istiyorlar.

ADAM: Tamam, ama 420 bin dolardan fazla verme sakin.

KADIN: Oldu şekerim. Sonra görüşürüz. Seni seviyorum.

ADAM: Ben de seni... Görüşürüz.

Adam telefonu kapatıp afallamış şekilde onu seyreden
topluluğa döner ve sorar:

'- Bu telefon kimin, bilen var mı?
.

6 Ekim 2010 Çarşamba

Karikatür / #10

Temel ve Fitil

Temel kalça ağrısı çekiyormuş. Bir gün bu ağrıya dayanamayıp doktora gitmeye karar vermiş. Doktor kalça ağrıları için Temel'e fitil vermiş ve bunu her gün anal yoldan al demiş.

Temel tamam diyerek evine dönmüş. Evde karısı Fadime sormuş;
- Doktor ne dedi Temel?
- Valla böyle bir şey verdi.
- Eee ne yapacakmışsın bunu?
- Her gün anal yoldan alacakmışım.
- O ne demek ki?
- Bilmiyorum.
- Ben de bilmiyorum, doktoru arayıp öğrensene.

Temel doktoru aramış;
- Doktor bey kusura bakmayın ben bunu ne yapacağımı anlayamadım. Doktor:
- Anüsten alacaksınız beyefendi.

Temel tamam diyerek telefonu kapatmış ve karısına dönüp;
- Anüsten alacakmışım. Fadime:
- O ne demek?
- Bilmiyorum.
- E ben de bilmiyorum şunu adam gibi yarın doktora gidip öğrenelim.

Ertesi gün Temel doktorun odasına girer;
- Doktor bey ben bunu ne yapacağımı gene anlamadım. Doktor:
- Makattan alacaksınız.

Temel dışarı çıkıp tekrar anlamadığını Fadimeye söyler. Fadime sinirli bir şekilde:
- Niye şunu adam gibi öğrenmiyorsun.

Temel cesaretini toplar doktorun odasına tekrar girer ve sorar:
- Doktor bey cehaletime verin ben bunu gene anlayamadım. Doktor:
- Beyefendi kıçınıza sokun.

Temel dışarı çıkar, Fadime sorar:
- Ne oldu Temel?
- Valla bilmiyorum ama doktor çok kızdı.
.

5 Ekim 2010 Salı

Karikatür / #9

Loto

Benzin istasyonunun önünde bir afiş: "Depoyu dolduran lotoda tutturursa bedava seks kazanıyor."

İki kafadar, benzinciye "Doldur depoyu" der, sonra bedava seks için lotoya talip olur... Benzinci sorar:
- Kafamdan bir sayı tuttum, bilirseniz bedava seks...
- Üç!
- Bilemediniz, ben beş tutmuştum.

Bir hafta sonra iki kafadar yine gelir, depo yine doldurulur, yine loto... Bizimkiler "Yedi" der. Benzinci "Olmadı, ben altı tutmuştum".

Üç gün sora yine depoyu doldururlar, yine loto... "Iki" derler, benzinci "Bir" der. Kafadarlardan biri arkadaşına açılır:

- Yahu bu bizi kandırıyor galiba, hep başka rakam söylüyor. Hile yapmasın? Diğeri cevap verir:

- Yok yok kızkardeşim arka arkaya iki kere kazandı.
.